29 Temmuz 2020 Çarşamba

Alevi LGBTİQ+

Alevilik “Daha Allah ile cihan yoğ iken” var olan bir inanç, sözlü kültürü derya deniz, yazılı kaynaklar mevcut, inanç sistemi bin bir sürek, sayısız deyişleri var… Böyle bir inancın, böyle bir kaynağın, eşcinsellere yönelik bir tane dışlayıcı söylemi var mı?

Bildiğiniz gibi, dünyada LGBTI+ (lezbiyen, gay,  biseksuel, transseksüel veya travesti, interseks, queer+) bireylerin Onur ayı (Pride) olarak kabul edilen haziran ayında Alevilik çalışan bir araştırmacı olarak Alevi toplumundaki durumu incelemek istedim. Onur ayına bir de Alevi toplumu açısından/içerisinden bakmayı, LGBTI+ ve Alevi olan bireylerin neler düşündüklerini, neler yaşadıklarını görünür kılmak adına bir röportaj serisi gerçekleştirdim. Tam olarak 9 röportaj ve bir giriş yazısından oluşan bu yazı dizisinden sonra bir “kapatma” yazısı yayınlamak ve durumun değerlendirmesini yapmayı faydalı gördüm.

Öncelikle süreci anlatmak isterim. Onur Ayı dolayısıyla Alevi ve LGBTİ+ bireylerin görünürlüğü adına bu çalışmayı yapmaya sevgili Tuncay Yılmaz’ın bir fikri ile karar verdik. Tek başıma benim fikrim olan bir çalışma değildi. Diğer yandan soruların yönüne karar verirken ve röportajları düzenlerken sevgili Gülfer Akkaya ile olan daim dayanışmamız devam etti. Onların da bu seriye verdikleri emeği, bana mesaj atıp teşekkür eden herkesin üzerinde söylemek isterim.

Röportaj sorularının çerçevesini belirledikten sonra tek iş olarak Alevi LGBTİ+ bireylerle iletişim kurmak kalıyordu. Herhangi bir oluşum olmadığı için öncelikle kendi çevremden yardım aldım. Kişilerin yönlendirmesi ile ilerlerken “giriş yazımı” yayınladıktan sonra pek çok Alevi LGBTİ+ birey kendisi röportaj vermek istediğini belirtti. Kişilerin gizli tutmak istedikleri kimlik hassasiyeti sebebiyle röportajların çoğu yazılı olarak gerçekleşti.

Bu röportajlar sayesinde şöyle çıkarsamalara ulaştım:

“Cinsel ‘yönelim’ değil, ‘cinsel kimlik’”

Röportajlarda birinci sorum “Cinsel yönelim olarak kendinizi nasıl tanımlıyorsunuz?” olmuştu. Bu soruya 5 nolu görüşmecim “Öncelikle yönelim kelimesi, tercih kelimesi gibi beni rahatsız hissettiriyor. Özneye bir bilinçli davranış atfediyor ‘yönel-‘ eylemi. O yüzden cinsel kimlik daha yerinde sanki.” diyerek cevaplandırdı. Bu cevap oldukça haklıydı; mesele benim soruyu sorma biçimimden daha da ilerisi, LGBTİ+ bireylerin cinsel kimliklerine atfedilen “yönelme” duruma dair toplumsal ancak içeriden toplumsal bir algıya dair iyi bir eleştiriydi. Röportaj serisinde “yönelim” olarak sordum soruyu; ancak görüşmecim sayesinde, pek çok şey gibi “cinsel kimlik” kullanımının gerekliliğini de öğrenmiş bulundum/ bulunduk.

“Aleviler eşcinselleri öldürmüyor”

Görüşmecilerimin büyük bir kısmı röportaj içerisinde Alevi toplumunda LGBTİ+ bireylerin dışlanıp dışlanmama durumu üzerine konuşurken Alevilerin eşcinselleri öldürmediğine değindiler. Öncelikle şunu belirtmek gerekir ki bu cevabın oldukça duygusal ve aynı zamanda anlaşılabilir olduğunu düşünüyorum. Doğru, toplum olarak herhangi bir Alevi’nin eşcinsel olduğu için bir başkasını öldürdüğünü duymadık. Ancak duymadığımız bir şey için “yok” demek ne kadar mümkün? Veya soruyu şöyle sorayım: bu konuyu araştırabilir miydik? Araştırabilecek aşamada mıyız? Bu mesele üzerine düşünülmesi gerektiğine inanıyorum. Örneğin trans bireylerin kendilerini, hayatlarını anlattığı belgesel veya kısa videolar izlediğim bir dönemde, ailesinin ölüm tehdidi ile evden kaçan Alevi trans bireyin hikâyesine şahit olmuştum. Elbette ki bunların azlığını veya çokluğunu tartışmıyorum; ancak “Aleviler eşcinselleri öldürmüyor” demek, oldukça hassas ve bu cümle neyi meşrulaştırıyor ciddi anlamda üzerinde durmalıyız.

Ayrıca Alevi LGBTİ+ arasında “intihar” edenler var ve bu “intiharların” nedenlerini de tam olarak bilmiyoruz.

“Acil örgütlenme!”

Röportaj serisini her gün takip edip, her gün bana mesaj gönderen pek çok insan oldu. Bu insanlar bana özellikle 8. röportajdan sonra “Söylemler şunu gösteriyor ki Alevi LGBTİ+ bireylerin acil örgütlenmesi gerekiyor!” dediler. Hatta 8. görüşmecim, “Yalnız siz hareketi kurmaya karar verirseniz Ceren Hanım o zaman olabilir belki” dedi. Bu mesaj beni sevindirdi; çünkü birbirimizi hiç tanımayan iki kişiydik ve buna rağmen aramızda böylesi bir güvenin oluşması şahaneydi. Meseleyi, ilgili arkadaşlar tartışmaya başladılar bile, belki yakın zamanda bir Alevi LGBTİ+ hareketi kurarlar ve dayanışma halinde oluruz, neden olmasın!

“Eşcinsellik düşkünlüktür”

Elbette ki bu yazı dizisi pek çok insanı rahatsız etti; çünkü homofobi her yerde ve her kesimde mevcut. Bu röportajları benim uydurarak yazdığımı söyleyen bile oldu. Bu yorumu okuduğumda gerçekten gülümsedim, keşke bu kadar derin bir empati yeteneğim ve yaratıcı yazarlığım olsaydı. 😊 Diğer rahatsızlığını belirten kişilerin mesajları ise eşcinselliğin Alevilikte olamayacağı yönündeydi. Hatta eşcinsellerin düşkün olduğunu dahi söylediler. Bu teolojik tartışmaya burada girmediğimi aşağıda belirteceğim ancak şunu da eklemek ve tartışmaya açmak isterim:

Alevilik “Daha Allah ile cihan yoğ iken” var olan bir inanç, sözlü kültürü derya deniz, yazılı kaynaklar mevcut, inanç sistemi bin bir sürek, sayısız deyişleri var… Böyle bir inancın, böyle bir kaynağın, eşcinsellere yönelik bir tane dışlayıcı söylemi var mı? Hemen her inancın lanetleyerek anlattığı Lut Kavmi anlatısı Alevilikte var mı? Düşkünlük kuralları içerisinde eşcinsellik belirtilmiş mi? Sayısız deyişin yalnız “bir tanesinde” eşcinselleri ötekileştiren bir söylem var mı? Bu soruların cevapları; hayır ve yok olarak geliyor. Konuyu, somut veriler üzerinden tam olarak buradan tartışmaya açmayı öneriyorum.

Alevilikte eşcinselliğin varlığını/yokluğunu tartışmıyoruz

Bu röportaj serisinin amacı, başta da belirttiğim gibi, Alevilik inanç teolojisinde, eşcinselliğin varlığını veya yokluğunu ortaya çıkartmak değildi. Onur ayı dolayısıyla Alevilik çalışan bir araştırmacı olarak Alevi ve LGBTİ+ bireylerle görüşerek onların görünürlüğüne dair bir çalışma yaptım. Alevilikte var–yok meselesi başka bir tartışma; ancak şu çok net eşcinsellik Alevilikte varsa da yoksa da Alevi eşcinseller vardır!

6 Temmuz 2020

Alevi LGBTI+’lar Röportaj Dizisinin tamamı

Alevi eşcinseller vardır – Ceren Ataş

  1. “Aleviyim derim ancak eşcinsellik meselesi zor
  2. “Bu alanda hiç konuşmamak veya görmezden gelmek de bir ötekileştirmedir”
  3. “Aleviler çocuklarının eşcinsel kimliğini gizlemeyi seçiyor”
  4. “Aleviyim diyen herkes ezilenlerin mücadelesinin yanında olmalı”
  5. “Alevilerde Lut Kavmi anlatısı gibi bir söylem yok”
  6. “En çok dokunan ötekileştirilen bir toplumun sizi yok sayması”
  7. “Bir gün özgürce kendimi ifade etmek isterdim”
  8. “Eşcinsel olduğum bilinse Ana’lık postuna oturabilir miyim?”
  9. “Alevilik hiçbir kimliğe fobi üretmeyen bir inanç”

Sey Rıza û Ana Bese



Sey Rıza û Ana Bese
(Fotoğraf internete Ana Bese olarak konmuş, daha önce görmemiştim)
Kırmanciye zamanında çok önemsenen bir kavram vardı Dersimli aşiretlerde: "bext".
Kendisine sığınanı her koşulda korumak demekti bu.
Rayver Sey Rıza, kendisine sığınan herkesi korudu, kolladı. Hele ki 1915 döneminde Ermenileri...
Tarih kuru kahramanlık sözleriyle yazılıyor; ancak Dersim'de kahramanlık geçmiyor. Değerler ve kutsallık yetiyor.

Dersim "gulbang" geleneği



Dersim itikat geleneğinde insan önce çevresine, komşusuna, dünyadaki insanlara en son "kendisine" diler.
Ya Kemere Duzgi,
To murade kes çıme de meverde.
Hete jüdeki iye ma.
(Ya kayayı mesken tutan Düzgün,
Kimsenin muradını gözünde bırakma.
Bizi de unutma.)
Ya Haq,
Çevero xer hometa xo re rake dıma ki mare.
(Ya Hakk
Önce insanlığa hayırlı bir kapı aç, ardından bize)
Fotoğraftaki kitap: Dersim Alevilerinde İyileştirme Geleneği
Kırmançki gulbang örnekleri: Erdal Gezik
Köyümüzde yaşlı kadınların güneşe karşı ettiği dua şöyleydi: "Herkese şifa ver, bir parça da bize..."

Jare Melkiş



26 Temmuz 2020, Jare Melkiş, Cıvrak Köyü
Fotoğraf: Ana Xime

Jare Melkiş.
Dersim'de "weyvike zamanları".
Köyün gelinine çok eziyet ederler. Gelin de bu dağa kaçar, sır olur ve belki yüzyıllardır burada yaşayan halk ona hürmetini sunar "Jare Melkiş" diye. Adını kadından alan mezra, Cıvrak köyüne bağlıdır. Sahibi kadın olan ziyaretlerdendir. Yine kutsal Silvus dağı ile karşı karşıyadır, birbirlerine bakarlar.
Jare Melkiş'in uzaktan görünümü kadın memesine benzer. Tepesinde taşlarla çevrili bir yerin içinde ağaç vardır, ziyaret odur. Çıra / yağlı bez yakılıp dilek dilenir. Bu bölgeye çıplak ayak girilir. Yine en tepede "eski Kilise" denilen bir yer vardır. Buradaki taşların kilise kalıntısı olduğu söylenir.

28 Temmuz 2020 Salı

Uşene Khal Mem



26 Temmuz 2020, Cıvrak Köyü, Dersim.
Ceren Ataş

Uşene Khal Mem'in evi, Cıvrak'ta. Kendi mumunu kendisi yakar bu ev. Kutsaldır. Önünden her geçtiğimde içim ürperir... Anneannem bu evde doğmuş. Mekane xo mekane Düzgin Bawa vo!

Mezela Sayder - Dersimli Şair Sayder


Cıvrak Köyüne bağlı Balıx Mezrası, 26 Temmuz 2020 Ana Xime , Ceren Ataş Fotoğraf: Helin Tanya

Desmiz-Khuresiz / Dersimli Kureşanlı şair Sayder.
Diğer bilinen adları Sait Bakşi'nin aktarımına göre: Seycan, Saye Ale Moşi, Şah Heyder'dir. Aşk kılamları ile tanınır.
Sayder'in mekanı(mezarı) Cıvrak köyüne bağlı Balıx mezrasındadır, buraya yaralı getirilmiş, Hakka yürüyünce buraya sırlanmıştır.
Kendisi gibi şair olan Sey Qaji'nin kardeşi Xece ile evlidir.
35'li yaşlarındayken kaybettiğimiz bu değerli aşığın mekanını ziyaret etmek istedik. Yine Bakşi'nin aktardığına göre 101 eser üretmiştir ve hepsi Kırmancki dilindedir; ancak maalesef bugünlere çoğu ulaşamamıştır. Kendisinin Kırmançki diline katkısı bu anlamda çoktur. Artık böyle şairlerimizin sayısı maalesef çok az...
Deste Jare Balıx sare dayde vo.
(Jare Balıx'ın eli onun üzerinde olsun)

Jare Balıx


 
(26 Temmuz 2020, Ceren Ataş)

Jare Balıx
Kaç senesinde ve nasıl Balıx mezrasına geldiği bilinmeyen, hançer şeklindeki ziyarettir. Cıvrak köyüne bağlı Balıx mezrasında bulunan Karabulut ailesinin evindedir. Köyde halk yaşarken Dersim doğa takvimine göre yılbaşında (Mart ayı) bir Pir tarafından hançer temizlenir, gulbangi verilir ve halk lokmasını dağıtır, cem bağlardı.
Köylülerin şehre göç etmesinden sonraki süreçte, genelde köye en yoğun gelinen yaz döneminde ziyaretin hizmeti görülmektedir.
Ziyaretin üç kardeş olduğu aktarılır. Diğer kardeşlerden biri yine Cıvrak köyüne bağlı Gemike mezrasındadır. Diğeri ise Plemoriye/ Pülümür sınırındaki Altunu (Altunhüseyin) köyündedir.