26 Eylül 2017 Salı

Alevi’nin Kendi Ötekisi ile Yüzleşme Günü

IMG_7694

Bir süredir gençlik kollarıyla çalışma yürüttüğüm Erikli Baba Dergahı’nda 6 Mart’ta kadınlar günü etkinliği gerçekleştirdik. Gençlik ve kadın kollarının beraber düzenlediği bu etkinliğin mutlaka bir yere yazılması gerektiğini düşündüm. Bunun iki sebebi var. Birincisi o gün öteki bir toplum, kendi içindeki öteki ile yüzleşti ve bu yüzleşme önemliydi. Bunu birazdan açacağım. İkincisi, etkinlik için özellikle gençler, imkanların çok üzerine çıktılar, inanılmaz emek sarf ettiler. Sahne sürekli değişti, her konuk için ayrı düzen kuruldu ve bu düzenlemeyi gençlikteki erkekler yaparken “Her şey kadınlar için” diyorlardı.

Sır İçinde Sır Olan Alevi Kadınlar
Salonun kapısından giren her kadına kapaklı bir ayna hediye edildi. Burada bir mesaj verilmek istenmişti, bunu bir süs ürünü olarak yorumlayanlara “Burada kendimize dönmemiz gerektiğini vurguluyoruz” denildi. Salon doldu ve konuğumuz araştırmacı yazar Gülfer Akkaya’nın kitabından alıntılayarak Sır İçinde Sır Olan Alevi Kadınlar adını verdiğimiz etkinliğe başlarken kadın cinayetlerine tepki çekmek ve kaybettiğimiz kadınları anmak üzere bir dakikalık saygı duruşunda bulunduk. Etkinlik başladı ve kısaca akış şöyle gerçekleşti; gençliğin hazırladığı kadınlar günü sunumunu izledik, Erikli Baba Dergahı bağlama kursu öğrencilerini dinledik, Gülfer Akkaya’nın sunumunu dinledik ve sanatçı Sevim Erkılıç’tan deyişler dinledik.

Mikrofon Erkeklerde
Kurum Dedesi, yönetim kurulu başkanı, başka bir dernek başkanı, federasyon başkanı derken sunucu arkadaşımızın metnine sürekli isimler ekliyorduk. Kadınlar gününde sahneye üst üste erkekler çıkıyor, kadınlarla dayanışma mesajları veriyorlardı. “Biz eşitiz, biz bu toplumdan daha ileriyiz” diyenler de oldu, “Kadınlar şunu şunu yapmalı” diyenler de. Buralarda ister istemez yüzümün asılmaya başladığını hissediyor, idare etmeye çalışıyordum. Etkinlikten önce uzun uzun dertleştiğimiz Gülfer ile bu esnalarda göz göze geldim, zannediyorum kafamdan geçenleri anladı ve bana gülümsemesiyle biraz rahatladım. Biliyordum ki buna sessiz kalmayacak biri vardı aramızda.
Öyle de oldu. Panel başladı, Gülfer masaya oturdu ve öncelikle biz etkinliği gerçekleştirirken sokaklarda direnen kadınlara selam gönderdi. Arkasından erkeklerin yoğunlukla oturduğu bölüme bakarak “Erkekler iyidir hoştur da biz kadınlar gününde kadın kadına olmayı tercih ediyoruz” dedi. Sonrasında kadınlar gününde dahi erkeklerin konuşma yapıyor olmasının yanlışlığına değindi. Salondaki kadınlar bu duruma gülerken erkekler ikiye ayrıldı; yine gülenler ve hafif homurdananlar.

Gülfer Akkaya, Erikli Baba Cemevi, 6 Mart 2016
Gülfer Akkaya, Erikli Baba Cemevi, 6 Mart 2016

“Alevilikten bahsediyorum, Alevilerden değil!”
Gülfer Akkaya, öncelikle kabaca dinlerde kadının konumundan bahsederek Alevi öğretisinde kadının yerine yöneldi. “Alevilerde kadın erkek eşittir. Aleviliğin kurgulanışında ilk fark ettiğimiz özellik budur” diyerek Aleviliği burada ayrı bir yere koymak gerektiğini belirtirken “Alevilikten bahsediyorum, Alevilerden değil!” diye de uyardı. Analık makamından ve eskiden cem tutan Analardan bahsetti; “Dedeler Aleviliğe çok emek verdiler, inkar etmiyorum; ama bir Alevi çocuk önce Alevi aileye doğar ve o çocuğa ana bakar. Çocuk Aleviliği annesinden öğrenir. O zaman Alevi toplumu, Aleviliği kadınlardan öğrenir diyebiliyoruz. Dedeler de dahil.”

“Alevilikte kadınlara yönelik beden politikası yoktur”
Akkaya, Alevi ibadeti esnasında kadın ve erkeğin cinsiyetinden soyutlanması, can olma halinden bahsetti, Aleviliğin cinsiyet tanımadığına değindi. “Alevilikte kadınlara yönelik beden politikası yoktur” diyerek kadınların bu alanda kısıtlanmadığını anlattı ve bunu Alevilikteki cinsiyetsizliğe bağladı. “Aleviler tüm ritüellerini cinsiyet ayrımı yapmadan yaparlar. Ceme kadın ve erkek katılır ve orada canlaşırlar. Can olma meselesi şudur; Alevilik aslında cinsiyet tanımaz. Alevilik cinsiyet ayrımcılığı yapmadığı için kadın erkek eşittir. Alevilik kadınların bedenini kontrol etmeye çalışarak toplumu ‘güya suçlardan’ korumaya çalışmaz, nefsini terbiye et denir.”

“Aleviliği oluşturmakta ve inancı bugünlere getirmekte kadınlar var.” diye devam ettiği konuşmasında buraya kadar anlattığı Alevi öğretisinin zamanla erkek egemen zihniyete bürünüşüne değinmeye başladı ve sanıyorum buraya kadar yine bir nebze sabırla dinleyenler buradan sonraki yüzleşmeye hazır değillerdi.

Afiş: Umut Engin
Afiş: Umut Engin

“Alevilikte Kırklar Meclisi’nde 17 kadın vardır, hatırlatırım!”
“Alevilerin olduğu yerlerde başka inançlar da vardı, etkileşimler oldu. İktidarların cinsiyete ilişkin politikalarından etkilenildi. Alevi erkekleri devletle iletişime geçerek erkek egemenliğine karşı gelmek yerine buna razı oldular.” Yapılan görüşmelerde bırakın yarı yarıya, bir tane bile kadınla gidilmediğini belirten Akkaya, Alevi kadınları diye bir gerçeğin görmezden gelindiğini, biz zaten eşitiz diyerek kadınların arka plana itildiğini söyledi. Erkeklere dönerek hesap sordu, gittiğiniz görüşmelerde Alevi kadınlarının taleplerinden bahsediyor musunuz dedi ve Aleviler için eşitliği temsil eden Kırklar Meclisi’ni vurguladı: “Alevilikte Kırklar Meclisi’nde 17 kadın vardır, hatırlatırım!”

“Alevilerde Kadına Şiddet Yok”
Yüzleşmenin en sert yaşandığı yer şiddetti. Etkinliğin başında gösterilen slayt ile kadınlara yönelik şiddet kınanmıştı kınanmasına; ama bu dışarıdan bir olaymış gibiydi. Alevi toplumunda kadına yönelik şiddet olmadığı tartışılmayan bir durumdur. Daha doğrusu öyleydi, Gülfer Akkaya “Alevi erkekleri ‘Bizde dayak yok’ der. E bu kadınları kim dövüyor? Alevi toplumunun bu erkekleşmeyle yüzleşmesi lazım!” diyene kadar.

Şunu belirteyim, Gülfer Akkaya konuşurken salondaki kadınlar, özellikle yaşlı kadınlar, “Aferin kızım, helal olsun, evet öyle!” gibi tepkiler veriyorlardı, hele benim yanımda oturan bir teyze vardı ki… Sahneye çıkacak zannettim. Bu konuşma esnasında hemen hemen her cümlesini bir şekilde onaylıyordu Akkaya’nın. Bununla birlikte şiddet konusuna değinildiği an sanki kadınlarda bir rahatlama oldu. Bunun gündeme getirilmesi, erkeklerin olduğu bir salonda, asla inkar edilemeyecek bir şekilde hesabının sorulması kadınları yükseltti. Eşitlik kılıfı altında görmezden gelinen bütün gerçekler ortaya döküldü. Alevilerde de kadına yönelik şiddet var ve bu topluma göre Alevilerin bir tık daha “aydın” olması bu gerçeği değiştirmiyor. Sanıyorum açılan bu kapının artık kapanmayacağını oradaki herkes biliyordu; çünkü laf ağızdan çıkmıştı.

“Kadınlar baş tacı mı olmak istiyor yoksa eşit mi olmak istiyorlar?”
Akkaya konuşmasını bitirirken “Alevi kurumların erkeklerin elinden çıkması lazım. Daha çok okumamız lazım. Tüm yönetimlerde kadınların olması lazım. Alevi kadınları, yahu bu kadar susulmaz! Daha yüksek sesle konuşmamız lazım.” dedi. Kadınlar onu alkışlarken Akkaya’yı dikkatle dinleyen ve notlar alan kurum Dedesi kulağıma eğilip “Kızım bizim cevap vermemiz lazım” dedi. “Tabii ki şimdi tartışma başlayacak” dedim ve Dedeyi kürsüye aldık.

Kurum Dedesi ile Gülfer Akkaya sahnedeydi. Dede, Gülfer Akkaya’nın bir cümlesini yanlış anladığı için çok kızmıştı ve konuşmasının başı bu sebeple sert oldu. Akkaya önce o yanlış anlaşılmayı düzeltti sonra Dede konuşmasına devam etti. Alevilikteki cinsiyetsizlikten bahsetti, “Ben bu ithamları kabul etmiyorum, bizde eşitlik vardır” dedi, Fatma Ana’dan örnekler verdi. “Kadınlar bizim baş tacımızdır” dedi ve kadınlara dair bir nefes söyleyerek yerine geçti. Elbette herkes Dede’yi de alkışladı ve destekleyenler de oldu; ancak salonda bir gerginlik olmadı değil. Daha soru soracak olan kadınlar vardı; ancak onlar da kendilerini biraz geri çekmiş oldular. Gülfer Akkaya ise “Kadınlar baş tacıdır diyorsunuz, şiir okuyorsunuz da soruyor musunuz bakalım kadınlar baş tacı mı olmak istiyor yoksa eşit mi olmak istiyorlar.” dedi. Bunların zamanla aşılacağına, alışılacağına vurgu yaptı. Bu sırada sahnenin önüne bir kadın geldi, elinde mikrofonla Akkaya’ya teşekkür etti.

Gülfer Akkaya sahneden inerken yönetim kurulundan Sema Öner Kaya ona çiçek verdi, daha merdivenleri iniyordu ki başına, ben de dahil olmak üzere, bir sürü insan üşüştü. Kadınlar sarılıyor, teşekkür ediyordu. Gençler fotoğraf çekilmek istiyordu. Bir abi gelip, “Yahu bacım haklısın da bu toplum da şöyle, ben baba olarak nasıl kızımı sokağa salayım” temasında bir konuşma yaparken Gülfer Abla birkaç kere üst üste şunu söyledi “Ben kendimi koruyamaz mıyım?” Bu esnada genç kadınların kahkahaları oldu, fotoğraflar çekildi ve sahne Sevim Erkılıç’a bırakıldı.

Ön tarafta oturanlardan sunumu esnasında Gülfer Akkaya’ya laf atanlar olmuştu, salonda kendisine, belirttiğim gibi, “helal olsun!” diye destekleyenler olmuştu; ancak bunların yanında onu gizliden tebrik edenler de oldu. Dergah bahçesinde, merdivenlerde yanına gelip teşekkür eden, sarılan kadınlar… Belki ilk defa orada bulunan Aleviler, Alevi kadınlarının gün yüzüne çıkmamış dertlerini dinledikleri için, lafını esirgemeyen birinden üstelik, biraz şaşkındılar. Şimdiye kadar üstü örtülen muhafazakarlaşma ve erkekleşme ortaya çıkmış, etkinliğin başında dağıtılan aynalara bakma zamanı gelmişti.

Erikli Baba Cemevi bağlama kursu öğrencileri. 6 Mart 2016
Erikli Baba Cemevi bağlama kursu öğrencileri. 6 Mart 2016

Benim için önemli bir grup vardı; genç Alevi erkekler. Özellikle ayrı ayrı yakalayıp fikirlerini sordum. “Evet haklıydı, çok iyi geçti panel” dedi bir çoğu, bir tanesi “Haklıydı da bize biraz haksızlık olmadı mı ya” dedi. Alevi orta yaş ve yaşlı diyebileceğimiz erkek grubunun gençlere göre daha eleştiriye kapalı olduğunu görmüş oldum. Yine de gençlerin bu anlamda eleştirmeye daha açık olmaları benim açımdan kıymetliydi; çünkü gelecekte bir şeyler değişirken karşımızda veya yanımızda olacak kitle onlar.Yazmadığımız, not etmediğimiz her şey zamanla uçup gider. Belki bu günü hiç unutmayacağız; ama bu kadar ayrıntılı da kalmayacak aklımızda. O yüzden, o salonda bulunan herkes için farklı bir kapı açan bu günü unutulmayacak hale getirmeliyiz. Öteki bir toplum olan Alevilerin içinde bir diğer öteki olan Alevi kadınları olarak biz, “yol cümleden uludur” diyor ve o yolda eşit bir şekilde yürümek istiyoruz. Sır için sır olmadığımız, özgür senelere… 8 Mart Dünya Emekçi Kadınlar Günü kutlu olsun!

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder