1 Temmuz 2018 Pazar

Dersimli Elif Ana’nın Hikâyesi 1

anneanne
Dersimli Elif Çelik, nam-ı diğer “Elif Ana”. Ona bu adı her daim sahip çıktığı “devrimci” gençler vermiş. Bundan sebep onu herkes “Elif Ana” olarak bilir. O benim anneannem, internete videolarını yükleyerek ona pek çok seven kazandırdım. Artık kendisinin resmini yüklemesen beni arayıp “Elif Ana’yı özledik” diyenler oluyor. Düşündüm ki onun hayatını burada yazmak hem anneannem için hem de onu sevenler için iyi olacak.
Elif Ana’nın kimliğinde 1932 yılında doğduğu yazıyor; ama kendisine söylendiği ve tahmin ettiğimiz üzere bu tarih doğru değil. Dersim’in Nazımiye ilçesine bağlı Civrak köyünde doğan Elif Ana’nın doğum tarihi büyük ihtimalle 2-3 yıl geç yazılmış kimliğine. 86 yaşında olduğunu varsayalım. Dersim 1938 katliamını görmüş, bunu ayrı bir sayfada anlatacağım. 9 kardeşten dördü 2016 yılında sağ, diğerleri vefat etmiş. Gülizar ile Mehmet’in çocuklarından Elif, ilkokula 15 gün gitmiş. Babası Mehmet, “Kız çocuğu okumaz” diyerek okuldan almış anneannemi. “Kızlar okutulmuyor muydu bizim köyde?” diye soruyorum. “Okuyan da vardı, hepsini bilmem benim babam okutmadı” diyor.
anneanne1

Kız Çocuk Okumaz!

Adana’da yol ustası olan babasının bu hareketine rağmen Elif Ana’nın, okula gittiği 15 gün içinde Türkçe öğrenmeye kabiliyeti görülmüş. Öyle ki, öğretmen babasına “Sakın karışma, yazıktır kız 15 gün içinde söktü öğreniyor.” demiş. Okul öğretmeni yine Tuncelili bir öğretmenmiş. Senelerce bu duruma çok üzülen anneannem, ileride anlatacağım, evlendikten sonra 40’lı yaşlarında sanırım, CHP’nin yönlendirmesi ile okuma-yazma kursuna gidip okuma-yazma öğrenmiş. Hâlâ önüne gazeye açıp bir şeyler okuyabiliyor.

Köy Hayatında İnanç

Anneannemin anlattığına göre köye Alevi dedeleri gelirmiş, haftada bir köydeki evlerden birinde Alevilerin ibadeti olan Cem yapılırmış. Anadillerinde, Kürtçe yapılan Cemlerden bugün eser kalmamasına üzülüyor. “Şimdi yok. Şehire gelmeye başlayınca azaldı” diyor.

Elif Ana’nın Beşik Kertmesi

Daha anneannem doğduğu zaman, Dursun Ali ile evleneceğine karar verilmiş, beşik kertmesi yani. Rahmetli dedem Dursun Ali Çelik, anneannemden 15 yaş büyükmüş. İstanbul’a gidip çalışıyor ve yine köyüne geliyormuş. Bu gelişlerinden birinde o dönem koşullarına göre Elif büyümüş.
“Beni ona verdi, zorla. Ben istemedim. Ben ağladım. Sonra da aşık oldum” diyor anneannem. 15 yaşında evlendirmişler. Tabii o zaman evlilik dediğimiz ne ki, evden eve geçiş yapmak. Anneannem daha hayatında hiç tam çıplak erkek kolu bile görmemiş. Dedemin kolunu görünce ağlamış, korkmuş. “Bir daha benim yanımda üstünü çıkarma, ben korkuyorum” demiş. Dedem de bunun üzerine hırkasını geri giyinip tam 30 gün anneannemden uzak durmuş. “Tam 30 gün benim yanımda yattı, beni öptü, hiç bana karışmadı” diyor Elif Ana.
Dedem iyi bir insandı, biz öyle gördük, değil mi anneanne diyorum, “Çok değerli bir insandı o, çok iyiydi.” diye cevap veriyor, gözleri özlemli. “Bana hiç karışmadı, ben tüm Türkiye’yi gezdim.” diye ekliyor.
Dedem Dursun Ali, sonra iş için İstanbul’a dönmüş. Anneannem bunun üzerine “Ben evde oturuyordum, birde kapı açıldı Pi Fade (Fadime’nin Babası demek, anneannem dedeme böyle derdi) içeri girdi. Sonra kayboldu. Ben onun hayalini gördüm ona aşık oldum.” diyor.
anneanne2
Bir süre sonra İstabul’a dedemin yanına yerleşen Elif Ana “Ben zaten o zaman aşık olmuştum” diyor. Bu süreç içinde ilk çocukları Fadime, Hüseyin ve Bedri köyde doğmuş; Nuran ile Canan ise İstanbul’da.

Elif Ana İstanbul’da CHP ile tanışıyor

Elif Ana İstanbul’a geliyor, çocuklarını büyütüyor. Türkçe bilmediği için zorlanıyor; ama kısa sürede öğreniyor onu da. Kendi ekonomisini sağlayacak şekilde çalışıyor. Büyük oğlu o dönem gençleri olduğu gibi solcu. Eylemlere gidip geliyor. Tabii annesi de onun peşinde…
Gel git derken bir bakıyorlar Elif Ana da “devrimci” olmuş. CHP’ye katılıyor. Orada çalışmış, 50 sene. Beraber tüm Türkiye’yi gezmişler. “Ben çok serbesttim, deden bana hiç karışmıyordu. Adana’ya gittim, Ankara’ya gittim, her yeri gezdim Türkiye’de.” diyor.
Bir gün anneannem içerideki odadaymış, çocuklarından biri dedeme “Baba sen bu annemi çok şımartıyorsun, çok geziyor evde durmuyor” deyince dedem “Ona hiç kimse karışamaz o serbesttir, ben karışmıyorum” demiş. Öyle ki biz bir sabah anneannemi arardık, Diyarbakır’da çıkardı, bir arardık, Ankara’da çıkardı. Nereye ne zaman gideceğini CHP’den takip ederdik.

Elif “Ana” denmesinin diğer nedeni

Anneannem sayısını bilmediği kadar çocuk doğurtmuş, ebelik yapmış. Kendisine “Ana” denmesinin diğer bir nedeni budur. Yine sayısını bilmediği kadar göbek kesmiş, ölen insanların ağzını bağlamış; hazır etmiş. Diş çekme, kulak delme, badana yapma gibi küçük işleri saymıyorum bile!
İki sene sadece fabrikada çalışmış, atölyede. Onun dışında kendi işlerini halletmiş; ancak ebelikten falan hiç para almamış. Evde yaptığı terzilikten az buçuk para bazen alıyormuş. O eski makinesi hâlâ evinde duruyor.
Şimdi yaşlılık hali, biraz karıştırıyor. Sünnet yaptığını da iddia ediyor; ama teyzemlerden öğrendiğim kadarıyla bunu hiç yapmamış. Sadece nasıl yapılacağını çok iyi biliyor.
https://www.instagram.com/p/rpc11lMAcV/

Elif Ana okuma-yazma öğreniyor

Belediyeye bağlı bir yerde seneler sonra babasının “kız çocuğu okumaz” demesine inat okuma-yazma öğrenmiş Elif Ana. Kendisi gibi birçok kadınla beraber bu kurstan aldıkları sertifikası var. Biz bazen elimize gazete alıp ona okutmaya çalışıyoruz, biraz yavaş olarak da olsa hâlâ harfleri çok iyi telafuz edip okuyor; ama itiraf etmeliyim ki el yazısı pek iyi değil artık.
Anneanne sen türkü söylüyor muydun?
Söylüyordum.
Dedem söylüyor muydu?
Deden söylemiyordu, o beni dinliyordu. Ayda bir kere rakı içerdi, bana da verirdi. Sofrada otururduk, ben söylerdim.

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder