Senem Arın ile röportaj: “Ustan nerede?” – Ceren Ataş
Dersim’de bağlama yapım atölyesi kuran Senem Arın ile deneyimlerini paylaşması, kadın ve inanç bağlamında müziğe bakışını dinlemek üzere görüştük. 25 yaşındaki Senem, korona virüs sürecinde Dersim’de atölyesini açtı ve büyük bir mücadele veriyor.
Arın müziğin Dersim kültüründe yalnız mutlu zamanlarda değil, cenazelerde de söylendiğini ve ağıt kültürünün olduğunu aktarıyor. Dolayısıyla Arın’ın doğduğu topraklarda müzik, insanların her alanında, her duygusunda vardı. Müziğe ilk şu an üretimini yaptığı bağlama ile başlayan Arın, “Gözümüzün önündeki ilk çalgı aleti bağlamaydı. Diğer enstrümanları sonradan tanıdım.” dedi ve ekledi “Bağlamayı görüp duyduğumuz yerlerden biri de Cemler. Çocukluğumda cemler evlerde, ocaklarda yapılırdı. Bağlama da odak noktamız olurdu o ortamda. Dolayısıyla bağlama zaten bizim inancımızın ve kültürümüzün temel taşı.” diyerek Alevi inancında bağlamanın ve bu bağlamda müziğin rolünü aktardı.
Bağlama öğrendiği ilk zamanlarda cinsiyetçi tutumlarla karşılaşan Arın, “Amacım bu cinsiyetçi algıyı yıkmaktı, umarım başarabilmişimdir. Çünkü bizim inancımızda hepimiz Can’ız. Kadın-erkek ayırmamalıyız.” dedi.
Dersim’de bağlama yapım atölyesi açma sürecinin zor geçtiğini belirten Arın, “Hâlâ tam anlamıyla oturmuş değil aslında atölye. Kolay olan hiçbir şey kıymetli olmuyor. Okulu bitirdikten sonra kısa bir süre İstanbul’da çalıştım. Pandemi nedeni ile Dersim’e döndüm. Buraya dönüp atölye açma fikri hep aklımdaydı. Maddi olarak ilk aşamada yeterli değildim tabii ki. Bu süreçte Dersim Belediyesi’nin desteğini hissetmek mutluluk verici. Belediyenin desteğiyle atölyeyi kurduk kendi çalışmalarımın yanı sıra Belediye bünyesinde Çalgı Yapımı Bölümleri hazırlık kursları vermeye devam ediyorum.” dedi. Bu aşamada kadın dayanışması sağlayacağı bir platformda henüz bulunmadığını belirtirken “Kadın dayanışması tabi ki önemli ama yaşadığımız topraklarda erkekler de destekçimiz. Bu da önemli.” diye ekledi.
Arın’ın genç bir kadın olarak açtığı atölyesine gelenlerden durumu yadırgayan veya şaşıran olduğunu da öğreniyoruz. Atölyeye gelince “Ustan nerede?” diye soranların olduğunu; ancak zamanla insanların bu genç kadının varlığına alıştıklarını ve hatta sonradan gelişen tanışıklığın mutluluk verdiğini, şu an çok güzel tepkiler aldığını söyledi.
16 Kasım 2020
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder