11 Ağustos 2018 Cumartesi

Saadet Teyze’nin Ardından

Aşağıdaki yazının üzerinden neredeyse üç sene geçmiş olacak. Dönüp tekrar okudum bugün. Hiçbir şey değişmemiş; insan sevdiği bir insanın yokluğuna zaman ile alışamazmış. Hürmetle anıyorum.
13055718_1007099872677921_8861123818402390549_o

31 Ekim 2015

Emek Apartmanı’nın iki ailesiyiz, biz Dersim’den gelmişiz, onlar Kastamonu’dan. Birbirimizde “emeğimiz” çoktur. Saadet Teyze, benim çocukluktan beri arkadaşım olan Merve’nin babaannesi. Ellerinde büyüdüm, ya ben onlardaydım ya da Merve bizde. Ben onlar sayesinde Kastamonu şivesini öğrendim, onlar da bizim sayemizde Alevi kültürünü öğrendiler. Senelerimiz geçti beraber. İyi günümüz kötü günümüz hep el ele geçti; o büyük doğal afetler, düğünler, cenazeler…
Merve’nin olduğu kadar benim de ninem sayılır Saadet Teyze. Küçükken onun olduğu odada oynardım, büyüyünce yanında oturur sohbet ederdim. Şimdi kimsenin kullanmadığı deyimleri, atasözleri vardı dilinde. O yüzden midir bilmem, çok keyifli gelirdi sohbeti. Balkonda oturur, gelene gidene laf atardı. Benim babam camdan bakmayı çok sever. “Bu Ali de benden bıktı, ben balkondan söyleniyorum kafamı çeviriyorum yukarıda. Bazen küfür de ediyorum acaba sıkılır mı?” der güldürürdü bizi.
Seneler geçince sağlığı kötüledi Saadet Teyze’nin. “Altınım” diye sevdiği ablamın düğününe gelemedi o yüzden. Ama gelin olarak evden çıkarken camdan baktı, oradan ağladı. O yine iyi zamanlarıymış aslında, son iki senedir daha kötü oldu. Benim odamla onun yattığı oda aynı, altlı üstlü oturuyoruz. Gece inlemelerini duyardım hep. O da beni duyarmış, “Hasta mısın dün gece çok öksürdün?” derdi. Öyle dinlerdik birbirimizi. Merak ediyorduk Merve’nin düğününe gelebilecek mi diye. Gelemedi. O gün ağır hastalandı, yoğun bakıma kaldırıldı. 4 Ekim 2015. “Ben Merve’yi gelin göremeyeceğim.” diyormuş hep. Öyle oldu. 27 gün yoğun bakımda kaldı. Durumunu hep kötü söylediler. Alıştırdılar bizi… Bugüne, 31 Ekim 2015’e, Saadet Teyze’nin Hakk’a yürüdüğü güne hazırlandık.
Bir rüya görmüştüm. Onlardayız, bir cam açık. Saadet Teyze cama doğru koşuyor, benle Fadim Teyze elbisesinden tutuyoruz düşmesin diye; ama düşüyor, elbisesi elimizde kalıyor. Allah biliyor ya, bu rüyaya öyle “bana mâlûm oldu” gibi anlamlar yüklemedim. Benim anladığım ölümün karşısında bizim ne kadar çaresiz olduğumuz. Biz ne yapabiliriz ki Saadet Teyze’mizin vakti geldiyse?
Seni, evinde “Tiridine tiridine tiridine bandım, bedava mı sandın, para vidin aldın” diye keyfili keyifli şarkı söylerken hatırlayacağım. Nur içinde yat güzel ninem.

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder