24 Ağustos 2017 Perşembe

Ayasofya / Hagia Sophia - İstanbul’da Gezilecek Yerler

Ayasofya 2014Ayasofya 2014
Dünyanın en güzel eserlerinden biri olan Ayasofya – Hagia Sophia beş senede, MS 532-537 yılları arasında yapılmıştır. Bu kadar eski bir eser olması doğal olarak çok hasar gördüğünü de bildiriyor. Bugünkü halinden önce var olan ilk/ birinci Ayasofya inşaatı, Roma İmparatoru/ Bizansın ilk imparatoru Büyük Konstantinus tarafından başlatılmış, oğlu II. Constantinus tarafından 360 yılında tamamlanmıştır. Diğer kiliselerden farkı büyüklüğü olan bu ibadethaneye “Megale Ekklesia” adı “Büyük kilise” mânâsında verilmiştir.

Hagia Sophia adı ise Roma’da yaşamış bir azizeye dayandırılmakla birlikte İsa Peygamberin ebedi hikmeti ile alakalı olduğu söylenir.

Ayasofya 2014
Ayasofya 2014

Birinci/ ilk Ayasofya, bir ayaklanma ve yangın sonucunda yıkılır. İmparator II. Theodosisus kiliseyi tamir ettirerek 415’te yeniden ibadete açar. Ne yazık ki tekrar bir ayaklanma sonucunda ikinci Ayasofya da yıkılır. İmparator I. Justinianus, 39 gün sonra üçüncü/ bugün ziyaret ettiğimiz Ayasofya’nın hazırlıklarına başlar. Söylenen odur ki, Hz. Süleyman’ın Kudüs’teki mabetinden daha ihtişamlı bir kilise inşa ettirmek için çaba sarf etmiştir. Hiçbir harcamadan kaçınılmayarak yapılan üçüncü/ son Ayasofya, 537’de ibadete açılır.

Hıristiyanların en önemli inanç merkezlerinden biri olan Ayasofya’nın kubbesinde Pisagorcu mimar İsodor’un İsa Peygamberi sembolize ettiği kaynaklarda yazmaktadır.

“Ey Süleyman, seni geçtim!” cümlesi işte burada söylenmiştir.

Kaynaklardaki kilise açılışındaki kurban edilen hayvan sayısını okuyunca dudağım uçukladı. Açılıştan sonraki süreçte yine defalarca hasar alan Ayasofya’nın onarılmasında çok insanın emeği vardır.

Ayasofya'da Muhammed Peygamberin torunu Hüseyin'in adı solda Arapça alfabeyle ve Peygamberin amcasının oğlu Ali'nin adı sağda
Ayasofya’da Muhammed Peygamberin torunu Hüseyin’in adı solda Arapça alfabeyle ve Peygamberin amcasının oğlu Ali’nin adı sağda

İstanbul Osmanlı İmparatorluğu’na geçtikten sonra Fatih Sultan Mehmet, ilk cuma namazını Ayasofya’da kılmıştır. Aynı zamanda binanın Hıristiyanlara hitap eden süslemeleri yok edilmez; ancak üstü örtülür. Fatih Sultan Mehmet’in bu davranışları o dönem içerisinde o zihniyet ile ele alındığında farklı yorumlanabilir; ancak bugünden baktığımda şahsen çoğunluğa göre durumu “saygı” olarak yorumlayamıyorum. Hıristiyanların en önemli ibadethanelerinden birini camiye çevirmek, o dönem de şimdi de söylendiği gibi bir “fetih” anlayışının eseridir. Hiçbir inanç toplumu bu davranışın kendi ibadethanesine yapılmasını istemez.

Muhammed, Meryem Ana ve İsa, Allah
Muhammed Peygamber, Meryem Ana ile İsa Peygamber, Allah

Pek çok Osmanlı padişahının Ayasofya’ya katkısı, emeği olduğu gibi Kanuni Sultan Süleyman’ın da buraya bir hediyesi vardır. Budin’e düzenlediği sefer sonrasında Süleyman, oradan Ayasofya’ya iki adet tunç şamdan getirir:

IMG_5590

Sadece İmparatorun girebildiği “İmparator Kapısı”nın tahtalarının Nuh’un gemisinin tahtaları ile yapıldığına inanılır. Kapının üzerineki mozikte İsa Peygamber bir tahtta oturur, sol elinde var olan İncil üzerinde Yunan dilince “Barış sizinle olsun, ben dünyanın ışığıyım” yazar. Sağ eliyle Bizans İmparatoru VI. Leon’u gösteriyordur. VI. Leon, çok eşli olması nedeniyle aforoz edilmiştir ve özür dilemektedir. Dokuzuncu yüzyıldan kalma mozaikte İsa Peygamberin sağında Cebrail, solunda ise annesi Meryem Ana vardır:

IMG_5589

Ayasofya’da Ağlayan/ Terleyen Sütun adlı sütunun olduğu yerde bir elin parmağının girebileceği bir boşluk vardır. Burada ait birçok rivayet vardır; ancak hemen hepsinin özeti şudur, bir elinin parmağını burada 360 derece çevirebilen kişinin dileği kabul olacaktır. Bazı rivayetler Hıristiyanlık tarihine, bazı rivayetler Müslümanlık tarihine dayanmaktadır. Bu batıl inançlardan biri Bizans İmparatoru Justinianus’un başında şiddetli bir ağrı varken Ağlayan/ Terleyen Sütun’a dayandıkta sonra ağrısının geçmesidir.  Müslümanların batıl inancı ise Hızır Peygamber’in bu boşluğa parmağını sokması ile kiliseyi kıbleye doğru döndürmesidir.

Terleyen/ Ağlayan Sütun
Terleyen/ Ağlayan Sütun

Ayasoya içerisinde iki adet mermerden yapılma küp vardır. Bunlar MÖ. 330- 30 / Helenistik Döneme ait olup Bergama Antik Şehri’nden getirilmiştir. Ayasofya Müzesi’nin resmi sitesinde yazana göre bu küpler ortalama 1250 litre sıvı alabiliyorlarmış ve özel günlerde bunlardan şerbet dağıtılırmış.

Mermer küplerden biri
Mermer küplerden biri

Ayasofya’nın üst katına çıkan hemen herkesin fotoğraf çektiği o meşhur pencere. Buranın özelliği tam karşısında olan Sultan Ahmet Camii’ni göstermesidir:

Ayasofya penceresinden Sultan Ahmet Camii

Ayasofya penceresinden Sultan Ahmet Camii

Üst kata çıkılırken geçilen yol



PencereÜst kattan görünümÜst kattan görünüm
Üst kata çıkılırken geçilen yol

Üst kata çıkılırken geçilen yol
Moazikler:

II. Yannis Komnenos, Meryem Ana, İsa Peygamber, İrene

12. yy – II. Yannis Komnenos, Meryem Ana, İsa Peygamber, İrene

11. yy - İmparatorice Zoe'nin eşi, İsa Peygamber ve İmparatorice Zor

11. yy – İmparatorice Zoe’nin eşi, İsa Peygamber ve İmparatorice Zoe. Burada Peygamber, İmparatoriçe ve imparatoru kutsamaktadır.

Yukarıdaki mozaikteki İmparatoriçe Zoe, 72 senelik hayatında sevgililerinin dışında beş evlilik yapmıştır. Soldaki eşin adı, Zoe’nin her evliliğinde yenilenmiştir. Ayrıca bunlardan dolayı Zoe’den nefret eden oğlu V. Mikhael, annesini bir manastıra kapatıp Ayasofyadaki bu mozaikte suratını kazıtır. Manastırdan kaçıp yeniden İmparatoriçe olan Zoe, V. Mikhael’i öldürtür. Böylece kendi yüzünü de yeniletir.

Deisis mozaiği. Burada İsa Peygamberin yüzünün iki yarısı da birbirinden farklıymış.

Deisis mozaiği. Burada İsa Peygamberin yüzünün iki yarısı da birbirinden farklıymış.

Pek çok hikâyeye şahit olan Ayasofya 916 yıl kilise olarak Hıristiyanların dini törenlerini gerçekleştirdikleri ibadethane olmuş; 482 yıl ise Müslümanların dini törenlerini gerçekleştirdikleri cami olmuştur. Şimdi müze olarak kullanılsa da bu muhteşem yapıyı ziyaret ettiğinizde yapının Hıristiyanlarca neden bu kadar önemli olduğunu anlayacaksınız. Benim için, üzerine yapıştırılmaya çalışılan diğer anlamlara inat, Ayasofya, dünyanın en eski katedralidir.

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder